Çünkü çocukların dikkati her yıl biraz daha eksiliyor. Özellikle pandemi sürecinde çok fazla ekrana maruz kalan çocuk beyni dikkat konusunda çok geriledi. Dikkat eksikliği görülen çocukların sayısında ciddi bir artış oldu. Artık çocuklar da biz yetişkinler de bir işe odaklanamıyoruz, odaklansak da dikkatimizi sürdüremiyoruz.

Araştırmalara göre bir çocuğun dikkat süresi yalnızca 19 saniye! Dikkati dağıldıktan sonra tekrar odaklanabilmesi için 23 dakika geçiyor. Okulda ders 40 dakika, buna göre bir çocuğun derste odaklanabildiği süre 2-3 dakikayı geçmiyor. Yine araştırmalara göre telefonu olan bir çocuk günde 2617 kez telefonuna dokunuyor.* Bu koşullarda çocukların başarılı olması çok zor.

Bu dijital çağda bol uyaranla yaşayan çocukların dikkatinin bu kadar dağınık olması normal bir durum. Sorun şurada: Dikkati dağınık olduğu için öğrenemeyen, iyi puanlar alamayan çocuklar yıllar ilerledikçe, okulda işlenen ve öğrenemedikleri konu sayısı arttıkça başarıları düşüyor ve “Ben yapamıyorum” çıkmazına giriyorlar.

Bu çıkmaz genellikle 4. 5. Sınıflarda başlıyor. Çalışsam da olmuyor diyen çocuk çaba göstermeyi de bırakıyor. Ve her yıl biraz daha düşen puanlar, anne babanın hayalkırıklığı, ebeveyn çocuk ilişkisinin sarsılması, anlaşılmadığını hisseden çocuğun daha çok boş vermesi, gümbür gümbür gelen ergenlik… İşler çığrından çıkıyor.

27 yıldır çocuklar ve ebveynlerle çalışıyorum ve evde yaşadığınız bu gerginliği, çaresizliği çok yakından biliyorum. Ve ben de bir anneyim☺ duruma hem mesleğim açısından hem de ebeveyn açısından bakabildiğim şanslı bir yerdeyim. Dikkat Kampı’nı çocuğunuz ve sizin yaşadığınız bu kısırdöngüyü çözebilmek için kurdum. Konuyu temelden ele almak gerekiyor. Çocuğunuzun eline bir çalışma programı vererek ders çalışmasını isteyen uzmanlar şunu atlıyor: Çocuğun dikkati iyi değil, odaklanamıyor ki çalışabilsin.

O nedenle bizim programın adı Ders Çalışma Okulu değil, Koçluk değil, Dikkat Kampı. Çünkü işin temelinde dikkat var. Önce dikkati iyileşecek. Sonra ders çalışmayı öğrenecek. Sonra konu tekrar edip o konudan ful çekmeyi öğrenecek. Geçmiş yıllarda öğrenemediği konuları paketleyecek. Çocuk yaptıkça yapası gelecek, yaptıkça puanları yükselecek.

“Ben yapamıyorum” diyen çocuk “Evet ben yapabiliyorum” diyecek. Tıpkı binlerce defa düşüp sonunda kendi kendine yürümeyi başarabilen bebekler gibi kendi kendine çalışıp öğrenmeyi, ful çekmeyi başaracak.

Ben Dikkat Kampı’na çocukların yüzündeki o sevinci görmek için kurdum. Kendine, zekasına inancını kaybetmiş çocukların başarabileceklerini anladıklarında gözlerinde çakan o parıltı için kurdum. Çocuğundaki bu dönüşümü görünce mutluluktan gözleri dolan anneler için kurdum. Çocuğunun odaklı bir şekilde yerinden kalkmadan, ful konsantre ders çalışabildiğini görüp “Hocam şunu gördüm ya, artık gam yemem” diye çocuğuyla gururlanan babalar için kurdum.

Çocuğunuz tembel değil, sadece odaklanamıyor. Ders çalışmayı bilmiyor. Kendini zayıf ve yetersiz hissediyor. Yapamadıkça ders çalışmaktan uzaklaşıyor, derse oturmaktan kaçınıyor. Bilin istedim. Bunu bilin ki ona kızmaktan vazgeçin, elinden tutup Dikkat Kampı’na gelin. Çözümü birlikte üretin, bir ekip olarak evde dönüşümü gerçekleştirin diye Dikkat Kampı’nı kurdum.

İyi ki kurdum! Sizlerden gelen geri dönütler, mesajlar, çocuklarda gördüğüm başarı hikayeleri ve kendine tekrar güvenmeye başlayan gençler benim ruhumu besliyor. Daha çok çocuğa ve aileye ulaşmak için mesleğimi tutkuyla yapmamı sağlıyor.

*Johan Hari, Çalınan Dikkat, Metis yayınları, 2024